Özgür Özel'den Erdoğan'ın muhalefet partileriyle görüşmesine yorum: Esas kızılacak dururken...

CHP, Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından düzenlediği "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitinglerinin bugünkü adresi Bolu oldu.

Vatandaşlar miting alanına akın etti. Miting bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan'ın konuşmasıyla başladı. Özcan hakkında açılan soruşturmaya tepki göstererek, "Bolu şuan Türkiye'nin en güvenli şehirlerinin başında geliyor. Burada kadınlarımız gece 1'de bile olsa tek başına yürüyebiliyor. Ama n'oldu biliyor musunuz? Birileri bundan rahatsız oldu! Defalarca bu konuda soruşturma geçirdim, defalarca takipsizlik kararı aldık. İçişleri Bakanlığı soruşturma izni verdi Danıştay'dan döndü dosyalarımız ancak yine Ocak ayında Adalet Bakanı'nın tweet ile yeni bir soruşturma başlatıldı. 'Hesap vermekten korkmayız' dedik. Haziran ayında dava açıldı salı günü duruşmam var" diye konuştu.

ÖZGÜR ÖZEL'DEN DİKKAT ÇEKEN AÇIKLAMALAR

CHP Genel Başkanı Özgür Özel mitingde Bolululara seslendi. Özel'in buradaki konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

-Belediye hizmetlerimiz ortada ama Bolu'ya verilip de tutulmayan sözler var. Bolu'nun bereket fışkıran toprakları var ama çiftçiyi perişan ettiler. Bolu yarı yarıya sebze üretiminden vazgeçmiş. Gençler topraktan kaçar olmuşlar. Her şeyden bir beka sorunu üretenlerin esas tedbir alması gereken mesele burada. bu iktidar kadına, çocuğa, doğaya, ormana iyi gelmiyor. Geçen sene son 20 yılda yanan ormanı Bolu kaybetti. 19 Mart darbesi için harcadıkları parayla 3 değil 3 bin tane yangın söndürme uçağı alınıyordu.

-Kartalkaya'da 78 canımızı kaybettik, Türkiye'nin yüreği yandı. O gün birileri rozeti takana kadar ölüm sayısını açıklamamaya çalışıyordu. Ankara İl Kongresi bitene kadar rakamı sakladılar, güle oynaya rozet taktıktan sonra gerçekleri açıklamak zorunda kaldılar. Bilirkişi heyeti raporunu hazırladı. Baktılar İl Özer İdaresi, Turizm Bakanlığı diyor, 'Buradan bizim bakanlığı çıkarın belediyeyi yazın' dediler. 'Sorumluların yargılanmasına engel olmayın' dedik, hala daha baş sorumlu bakanı orada tutuyorlar koruyorlar.

ENFLASYON TEPKİSİ

-Bugün enflasyon rakamları açıklandı. TÜİK'e göre enflasyon aylık 3.2, yıllık yüzde 33. Ama ENAG ölçtüğünde yıllık yüzde 63. Yarı yarıya fark var. Bu fark da, emeklinin maaşından, asgari ücretlinin zammından, memurun maaşından çıkıyor. Hesaplar TÜİK'e göre yapılıyor. Diğer tarafta yoksulluk katlanılamaz bir noktaya geliyor. Bugün resmi yoksulluk sınırı 91 bin lira oldu. Bu meydan resmi rakamlara göre fakir.

-(Tayyip istifa sloganları üzerine) İstifaya davet etmekte hiç haksız değilsiniz. Kırk haramiler var, 43 büyük firma. Bunlardan bütün ihaleleri alanlar... Bütçeye bunlar için geçen sene 700 milyar liralık vergi gelirinden vazgeçme parası koydular. Ödeyeceği vergiden vazgeçiyorlar. Oysa vatandaşın bir tanesinin 10 lira vergisini affetmezler. Ama iş zenginlere gelince akılalmaz işler yapıyorlar.

-Yüzde 3.2 enflasyon aylık. Bir de çıkıp 'Enflasyon dünyanın sorunu' diyorlar. Dünya enflasyonu önce yendi sonra pandemide yükselmeye başladı. Avrupa'da 4 olan enflasyon 6 oldu harekete geçtiler. Bugün AB'nin enflasyon oranı yıllık 2.7. bizim bir aylık enflasyon Avrupa'nın bir yıllık enflasyonundan fazla.

-Seçimde asgari ücrete 4 kez zam sözü verenler bir ker yapıyorlar bir daha asgari ücretliye selam vermiyorlar. CHP iktidarında insanca bir asgari ücret politikası ve her ay maaşını aldığında enflasyona göre zamlanan asgari ücret verilecek. Her ay bir önceki ayın enflasyonu maaşlara yansıtılacak, söz veriyoruz.

-Sorunları nasıl çözeceğimizi söyledikçe meydan Cumhurbaşkanı İmamoğlu diye bağırmaya başladı.

-Ekrem Başkan'ın içeride yatmasının sebebi var. Suçu TCK'deki bütün suçlardan daha ağır. 31 yıl önce birisi cinayet işlemiş olsa, bugün itiraf etse zaman aşımı var, yargılanmıyor. Ekrem Başkan'ın 31 yıl önce aldığı diplomayı iptal ediyorlar. Başımızdaki diplomasızı gönderip yerine helal diplomalı Ekrem Başkan'ı getirmeye var mısınız? Ekrem Başkan o diplomasızı 3 kez yendi, dördüncüye de yenmeye de karar verdi o yüzden saldırıyorlar bu kadar.

ERDOĞAN'A MEŞRUİYET TEPKİSİ

-Erdoğan kendine çalıştı yetmedi, zenginlere çalıştı yetmedi şimdi Trump'a çalışıyor. Dünyanın en acımasız alışverişini yapıyor. Onlar bize katkı yapması gerekirken gidiyor anlaşma yapıyor, 250 Boeing alıyor, sıvılaştırmış gaz alıyor. Türkiye'deki mineralleri, nadir elementleri Trump'a vermeye çalışıyor. Karşılığında kendisi için meşruiyet almış. Meşruiyetin iki ayağı var; birincisi sandıktan çıkacaksın, demokratik ve adil yöneteceksin. Zaten meşruiyeti tartışmalı. Bunları ben değil icazet aldığı Trump söylüyor. Ankara Büyükelçisi 'Trump çok akıllı' diyor. Gittiği gün 'Trump savaşı bitiremedi' dedi diye Dışişleri Bakanı konuşuyor. Büyükelçi Trump'ın yanına gidiyor, 'Hileli seçimleri en iyi bu bilir' dedi. Meşru olmadığının, Türkiye'de bir meşruiyetinin kalmadığını, ABD kamuoyunun onu meşru bir aktör görmediğini kendi tespit etmiş, boeingler, gazlar, mineraller karşılığında ona meşruiyet vermiş.

Erdoğan'ın gözünün içine baka baka söylüyorum meşruiyet ABD'den alınmaz, milletten alınır. Meşruiyeti oradan alıyor.

"MUHALEFETE MUHALEFET DEVRİNİ GERİDE BIRAKTIK"

-Her zor günümüzde bize destek açıklayan güçlü bir muhalefet var. İYİ Parti, DEVA, Gelecek'in, Saadet Partisi'nin, YRP'nin, DEM Parti'nin CHP'ye saldırılarda destek açıklamalarını okuduk. Bundan sonra kimse, birileri kendini gayrimeşru görüp yıllardır bayramlaşmadığı partileri davet edip çay içti diye, yıllardır elini sıkmadıklarına şimdi çeşitli umutlarla el uzattılar diye esas kızılacak dururken hiçbir günahı olmayan kişilere, partilere, seçmenlerine ağır gelecek laflar söylenmesin. Biz CHP'yi bir cephe olarak savunmuyoruz, Türkiye'nin tüm demokrasisini savunuyoruz. Muhalefete muhalefet devrini çok gerilerde bıraktık. Önümüze bakarken, omuz omuza, dayanışma içinde başımızdaki bu kötülüğe karşı, demokrasi treninden inen, bir daha seçim yapmamayı hesap eden, velihatı bile aileden arayana karşı demokratik mücadeleyle arayacağız.

AYŞE BARIM TEPKİSİ: YAVUZ BİNBGÖL'Ü İFADEYE ÇAĞIRIN GÖREYİM

-Oraya bir yargı kolları başkanı koymuş. Bugün Fatih Altaylı'nun duruşması vardır. Boş Koltuk yayınını milyonlar izliyor adam içerideyken, bugün 104 günün sonunda serbest kalması dışında bir seçenek yok. Yaptığı konuşmanın başını kırpmış sonunu kırpmış. Lafın içinde ne tehdit var ne hakaret... Bugün tutukluluğun devamına karar verdiler.

Ayşe Barım 13 yıl önce Gezi Parkı'na gitmiş. Şikayetçi diyor ki, 'Ayşe Barım'ı tanımam, sosyal medyadan gördüm, kızdım şikayet ettim, gözümle görmedim' diyor. 248 gündür tutuklu. Hakim karşısına çıktı. Bütün sanatçılar, 'Ayşe bizi götürmedi' dediler. Birisi, 'Beni Yavuz Bingöl çağırdı' dedi. O zaman özgürlükçüydü, bugün darbeci oldu. Erdoğan'ın dizinin dibine oturdu. Eğer şu kadarcık haysiyeti olsa birilerinin bu ifade üzerine Yavuz Bingöl'ü ifadeye çağırırlar. Çağırın göreyim. Ama Yavuz Bingöl Gezi'de suç işlemedi. Bugün AK Parti'nin kara düzenine alet olduğu için suç işliyor.

Furkan Karabay, Akın Gürlek hakkında haber yaptı diye tutuklandı. 114 gündür hapiste. Bizim birbirimizle uğraşmaya değil hep birlikte mücadele etmeye, hep birlikte kazanmaya ihtiyacımız var."

İMAMOĞLU'NUN MEKTUBU OKUNDU

Mitingde İBB Başkanı ve CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun mektubunu ise CHP Bolu İl Başkanı Tahsin Mert karagöz okudu. İmamoğlu'nun mektubu şöyle:

“Sizleri çok özledim. 19 Mart’tan bu yana ülkenize, özgürlüğünüze, hukuka ve demokrasiye sahip çıkıyorsunuz. Meydan meydan çoğalıyor, şehir şehir büyüyorsunuz. Tıpkı milli mücadele yıllarında ayağa kalkan vatanseverler gibi, bugün de ülkemizin geleceği için, seçme ve seçilme hakkımızın güvencesi için, adalet, eşitlik ve özgürlük için ayağa kalkıyorsunuz. Bu meydan, direnişin meydanıdır. Bu meydan, direniş sembolü Köroğlu’nun torunlarının meydanıdır. Bu meydan, milletin meydanıdır. Bu meydanı dolduran Boluluların sevgisini kazanmış, Bolu’ya hizmet için çalışan Bolu Belediye Başkanımız Sayın Tanju Özcan’a ve CHP Bolu İl Başkanı Sayın Tahsin Mert Karagöz’e yürekten teşekkürlerimi sunuyorum.

Bizi zindanlarda tutanların, milletimize hizmet etme hevesimizden alıkoyanların derdi milletledir. Devletin tüm imkanlarını kendi koltuğunu korumak için harcayan bu iktidarın derdi milletledir. Bir avuç insan, milletin dediği olmasın, milli irade özgürce tecelli etmesin diye her türlü hukuksuzluğu, her türlü kötülüğü yapıyor. Vatandaşının özgür seçim hakkını gasp ediyor, seçilme hakkından ise alıkoyuyor. Özgür seçim hakkı gasp edilmiş milletler, kendi vatanlarında esir edilmişler demektir. Biz, milletçe böyle bir esarete, böyle bir onursuzluğa asla izin vermeyiz, vermeyeceğiz. Şanlı tarihimizden gelen mücadele ruhumuzla, Cumhuriyet’in kazanımlarına sonuna kadar sahip çıkacağız. Milletimiz de iradesine sahip çıkacak. Çünkü, millet ne derse o olur. Cumhuriyet budur. Cumhuriyeti ve demokrasiyi içine sindiremeyenleri, milletin iradesini kabullenemeyenleri ne biz kabul ederiz ne de milletimiz kabul eder.

Biz, ezelden beri hür yaşamış bir milletiz. Boynumuza zincir takmaya, başımızı eğmeye çalışanlara karşı dimdik, omuz omuza duracağız. Bizim mücadelemiz, her şeyden önce bir adalet ve hürriyet mücadelesidir. Biz, yalnızca kendimiz için değil, herkes için ve her yerde adaleti ve hürriyeti sağlamak için yola koyulduk. Geldiğimiz bu geri dönülemez noktada, ülkemizde kayıtsız şartsız adaleti ve hürriyeti hâkim kılacağız. Vergide, devlet dairelerinde, okullarda, hastanelerde, sokaklarda, meydanlarda, sahillerde, tarlalarda, fabrikalarda adaleti sağlayacağız. Çiftçiler, üreticiler, girişimciler için adaleti sağlayacağız. Emekliler, çalışanlar için adaleti sağlayacağız. Kadınlar, gençler, çocuklar için adaleti sağlayacağız. Temeli adalet üstünde yükselen, vatandaş karşısında haddini ve hududunu bilen bir devlet inşa edeceğiz. Devleti, istisnasız herkesin hak ve hürriyetlerinin güvencesi haline getireceğiz.”

Mafyatik siyasete, vesayetçi, çıkarcı, partizan ve milletin iradesini yok sayan bütün örgütlenmelere karşı büyük bir mücadele vereceğiz. Herkes için her yerde adaletin ve hürriyetin hakim olduğu bir ülkenin özgüvenli, birbirine yürekten bağlı vatandaşlarına hiçbir güç diz çöktüremez. Bizim tarihimiz zulme boyun eğmeyenlerin tarihidir. Bu zulümleri bitireceğiz, bu büyük karanlığı dağıtacağız. Türkiye; adaletin, özgürlüğün, refahın, bolluğun, bereketin ülkesi olacak. Türkiye; gelecekten korkmadan yaşayan, geçim derdi nedir bilmeyen, mutlu ve özgür insanların ülkesi olacak. Her şey çok güzel olacak. Ekrem İmamoğlu. Silivri Zindanı.”

Kaynak: HABER MERKEZİ