İşyerinde cinsiyetçilik: Erkek çalışanlar kendilerini nasıl hissediyor?

Çalışanlarını bu konuda eğiten veya farkındalık yaratan şirketlerde günlük hayattaki cinsiyetçiliğe karşı mücadele ilerliyor mu? #StOpE kolektifinin üçüncü barometresi ilerlemeyi ve kat edilmesi gereken (uzun) yolu vurguluyor.

Geçtiğimiz Ocak ayında, #StOpE kolektifine bağlı 19 büyük şirket, cinsiyetçilik sorununa şirket içinde eğilerek, durumu ve evrimini ölçmek amacıyla çalışanlarına bir anket gönderdi. 132.000 kişi yanıt verdi. 70.000 kadın ve 60.000 erkek. Bu köşede özellikle erkeklerin tepkilerine odaklanacağız.

Birinci ders: Her iki erkekten biri, kuruluşlarının sunduğu bir eğitim veya farkındalık oturumuna katıldığını söylüyor; bu da diğer yarısının bu adımı atmadığı anlamına geliyor. Bu oturumlara kadınların katılımının daha iyi olmadığını belirtmek gerekir. Ancak bu eylemlerin faydalı olduğu görülüyor çünkü erkeklerin yarısı son yıllarda çevrelerindeki cinsiyetçi yorumlara ve davranışlara daha fazla dikkat ettiklerini söylüyor. %43'ü ise kendi davranışları konusunda daha dikkatli olduklarına inanıyor. Son olarak, 10 erkekten 9'u cinsiyetçiliğin, özellikle özgüven açısından, onu deneyimleyenler için zararlı sonuçları olduğunu kabul ediyor.

Sonuçlar , erkek çalışanlar arasında işyerinde cinsiyetçi davranış algısının düşük kaldığını, tezahürlerin daha az görünür ve daha belirsiz olduğunu göstermektedir.

Örneğin bir toplantıda erkeklerin yalnızca %9 ila %13'ü, bir kadının sadece kadın olduğu için dinlenmediği veya sözünün kesildiği bir duruma tanık olduğunu söylüyor. Veya onun fikri bir başka muhatap tarafından benimsenmiş ve onaylanmıştır. Veya uzmanı olduğu bir konu kendisine anlatılmıştır. Veya kendisinden not alması istenmiş olabilir. Ancak kadınların üçte biri, yaşları kaç olursa olsun bu durumları yaşadıklarını söylüyor.

Bir başka örnek: Erkeklerin yalnızca %4'ü, bir iş arkadaşının kadın olduğu için hak ettiğinden daha düşük bir zam aldığını fark ederken, kadınların %32'si bunu bizzat deneyimlediğini söylüyor.

"Erkekler ve kadınlar, şirketlerin cinsiyetçilikle mücadele etmesi gerektiği konusunda hemfikir, ancak somut tezahürlere ilişkin değerlendirmeleri ve bunu başarmanın araçları birbirinden farklı." Bu, eşitlik konularında uzman Brigitte Grézy'nin analizidir. Erkekler öncelikle çalışanlara eğitim verilmesini savunurken, kadınlar ise öncelikle yaptırım talep ediyor.

Erkekler, sorumluluk gerektiren pozisyonlar için kota uygulamasına çoğunlukla karşı çıkıyorlar, kadınlar ise tam tersi. Son olarak, 10 erkekten yaklaşık 4'ü, günümüzde toplumsal cinsiyet eşitliğinin teşvik edilmesinin erkeklere karşı ayrımcılığa yol açtığına inanıyor.

Brigitte Grézy'ye göre bu sonuçlar, kadınlar ve erkekler arasında gerçek eşitliğin sağlanması için hâlâ yapılması gereken çok şey olduğunu gösteriyor.